29 Ocak 2011 Cumartesi

▂ KAÇAK

Gölgelerden ya da gölgelerin asıl bedenlerinden, kaçmayı bir marifet sayarmışcasına yalnızlığını daha da yalınlaştırmak için en kısa yoldur kaçmak. En kısa ama en zayıf da. Zamanın hata yapmak için insanları zor durumlara düşürdüğü anlarda, sahip olduğunuz en güzel şeyleri teker teker kaybetmek zorunda bırakıldığınızda, kaçamak hayallerin büyüsüne kapılıp sizin de büyük bir arzu ile kaçmak istediğiniz o buhran anlarında en kolay görünen ama lanetli hissiyatını bütün yaşam boyu hissedeceğiniz, göz yaşlarının sizi uğurlayacağı bir hüzündür kaçmak.

Avcısını gören bir av misali; ürkek, heyecanlı ve titrek adımlarla koşar iken, bazen arkada neler bıraktığını unutur insan. Ne kolaydır değil mi zor bir durumda her şeyi bırakmak? Tamahkar dendikçe, aza tamah etmekten de kaçınan, bazen evrendeki her şeyden vahşi olur insan...

Duygularını aşağılanma kompleksi ile ücra yerlerde saklayan, ama gün geldiğinde bile artık onları hep ücra barınaklarında besleyip sonra da unutan, sahip olduğu her şeyi, kaybettiğinde büyük bir acı ile anlayan, daha sonra bazı şeyleri film bittiğinde anlayan, ücra barınaklarına gidip, orada cehennemi yaşayandır insan.

Bazen kaçmak ister insan, her şeyi unutmak, acılardan, gölgelerden ve gölgelerin fani bedenlerinden kaçmak ister. Unutulmanın acısından mıdır ki, unutmak ister her şeyi, çaktırmadan iyi anıları cebine koyarak tabi. Kaçak yaşar hayatı. Belki bundandır, büyüyüp aile hayatından da hemen uzaklaşmak istemesi. Belki bundandır hep bir gün sizden ayrılacağım demesi..

Kim ne derse desin kaçar insan eski hayatından, eski korkularından, hayal kırıklıklarından. Savaşmak dururken, mücadele her zaman mümkün iken, o kaçar hep uzaklara. Zayıftır insan, acizdir, kolayı sevendir. Hakkını arayacağına susarak tepki gösterir. Suskunluğun içteki harikulade büyük çığlığına rağmen, o bundan da kaçar. Yapma cennetler oluşturur kendine, maskesi elinde gerçek hayata sahte mutluluklar ve başarılar sunar. Ama bilemez ne yazıkki: "Kendinin mutlu sonla biten masallarına" inanmıştır artık insan.

Gerçek hayatın doğruları zordu, onun için yanlışları doğrulaştırdı insan. Kolay olan, emek sarfedilmeyen her şey doğru oldu. Ortak paydada buluştu, yaşamın doğrucu(!) insanları. Çalışarak kazanılan sevgi, yerini anlık kaçamaklara, zor gelen bir çok şey ise gerçek olmayan hayallere karıştı. Gerçeklerden de kaçtı insan, alıştı artık kaçmalara, en kolay olan yoldan giderek basitleştirdi güzellikleri.

Her şeyden kaçabilir insan, kendisinden bile. Ama gün gelir, bir şeyden kaçamaz olur, başaramaz onu. Ölüm kapısını çalana dek!..

Aldatıldın mı, ağlıyor musun, yoruldun mu, yine mi susuyorsun, kaçıyorsun ama her defasında daha da yok oluyorsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder