
Ağlıyordun, gözyaşların süzülüyordu kapanmak bilmeyen çeşmenden. Usulca ilerliyordu, ağırdı taşıdığı yük biliyordum. Hataları, umutsuzlukları, sözde kalan yeminleri, yalanları-palavraları, ihanetleri taşıyordu. Düştüğü yeri lekeliyordu, ki sen genelde yağmur zamanını beklerdin ağlamak için. Kimse görsün istemezdin yağmur misali akan yaşlarını, acımalarını- sahte teselli cümlelerini, çok seviyormuşcasına bu laneti paylaşmaya çalışmaya-çalışmalarını.. İstemezdin, yağmurla bir olurdun. Görürdüm-izlerdim seni "yağmur" bitene kadar.Sana çok yakındım ama bu yakınlığın realitesi kadar da uzak. Acılarını biriktirip teselli armağanı almaya inanmışcasına dost olurdun umut maskesi takmış yalnızlıkla.Yalnızlığın yalınlığı-sahte yakınlığı aldatırdı seni. -Onu- yapmaktı armağanın ve zamanı geldi yaptın da-inanmıyordum aslında yapacağına.Belki de hala inanamıyorumdur yaptığına !
Beynini uyuşturmak güzel gelmişti ilk önce sana. Ölümü heveslice avuçluyor, kana kana içiyordun. Bir sürü hikaye geldi aklına o anlarda. Eskiden gerçek sandığın hikayeler. Ağlamamak için yeminliydin ve itiraf etmem gerekir ki bunda başarılı oldun da uzun bir süre. Onu gördün bir ara, hep merak da ederdin aslında, neye benziyor nasıl bir şey diyerek. Gördüğün an nefesin kesildi sonra çektin gölgeli gözlerini ondan, çırpındın her şey için çok geçti biliyordun-anlıyordun. O an intiharın çaresizliği içerisindeydin, kaçacak yolların tıkanmış olduğunu kabullenmek zor gelse de, 'zor olan bu şey asıl gerçeği kucaklayacağım tek şey mi' diye düşünmeden de edemedin.
Ve sen öldün-yok oldun-silindin.Geçmiş klasörümün yakında silinecek bölümündesin aslında. Senin yok oluşun bana ruhumun kaybettiği bedeni geri verdi. Senin boşalttığın beden şuan benim. Mezarının başındayım ve bedenimizin kurtulduğunu haykırıyorum. Yalnızlık acıydı-zordu. Yaşanılası duyguları cehennemi bir şerre sürüklerdi-yok ederdi. Ama biz değildik. Kurtardı bedenimizi- kendi bedeniymişcesine. İnandım-güvendim yokluğunu hissetmeden senin, mutluluğa pencere açtım.
Gözlerime uzun uzun baktı. Gülüşlerimizi hatırladı, sonsuzlaştı bedenim karanlık terketti senle beraber bedenimi. Mutluluk yağmurları altında şemsiyesiz dolaşıyordum artık. Sen yoktun içimdeki madalyonumun şer odaklı yanı ve ben de artık yalnız olmadığımı biliyordum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder